İZMİR – Resmi açıklamalara göre 50 binin üzerinde insanın yaşamını yitirdiği Maraş merkezli 6 Şubat depremlerinde, Hatay Antakya’da göçük altında kalarak hayatını kaybeden Büşra Meral Laleci’nin mezarı 580 gündür bulunamadı. Çöken apartmanının enkazında eşi Ozan Laleci’nin yanında vefat eden Meral Laleci’nin DNA incelemesi sürecinde evlatlık olduğu ortaya çıktı.
Laleci’yi evlat edinen ailesinin küçükken keserek sakladığı saç telleri ise DNA incelemesi için savcılığa sunuldu ancak kayboldu. Mezarını bulabilmek için evlatlık olan eşinin gerçek ailesine ulaşmaya çalışan Ozan Laleci, yaşanan süreci anlattı.
ENKAZDA 8 SAAT EŞİNİN CENAZESİYLE KALDI
Geçici olarak Antakya’ya yerleştiklerini ve yüksek endüstri mühendisi olan eşinin bir firmada çalıştığını söyleyen Laleci, deprem gününü şu sözlerle anlattı:
“Yaşadığımız bina depremde ilk anda yıkılan binalardan biriydi. Yaklaşık 12 saat enkaz altında kaldım. Eşim ilk 4 saat yaşıyordu ve beraberdik. 4 saat sonra vefat etti. İç kanamadan vefat ettiğini düşünüyorum. Çünkü çok yüksek ateşi vardı ve sayıklıyordu. Kollarımda vefat etti. 8 saatlik bir süre zarfında eşimin cenazesi ile enkazda kaldım. Vefat etmeden önce bir veda konuşması da yaptık. Kendisi İzmir’e taşınmamı söyledi. Biz zaten geçici bir süre Antakya’ya taşınmıştık. Kendisi de ben de İzmir’de yaşamayı istiyorduk. Daha sonra babam beni enkazdan çıkardı. Hastaneye kaldırıldım. Yaklaşık 10 gün hastanede kaldım”
SAVCILIĞA TESLİM EDİLEN DNA ÖRNEKLERİ NEREDE?
Üç yıllık bir ilişkileri olduğunu, deprem olduğunda ise 7 aylık evli olduklarını söyleyen Laleci, depremden sonra eşinin evlatlık olduğunu öğrendiğini ifade etti. Eşinin mezarını aradığı süreçte sundukları DNA örneklerinin ise savcılıkta kaybolduğunu anlatan Laleci, “Depremden sonra evlatlık olduğunu öğrendik. Bu bizim için bir sorun teşkil etmiyor. Ancak DNA tespitini yapamıyoruz. Fethi kabir yapabilmemiz için de DNA örneği gerekiyor. Bizim elimizde bir DNA örneği vardı. O da benim arabamdan çıkan saç örnekleriydi. Bu örneklerin çok zayıf olduğunu söylediler. Bizden ikinci bir örnek istendi. Evlat edinen anne ve babası 14 yaşındayken saçlarından bir tutam kesmişler ve fotoğraf albümünün arasına koymuşlar.
Onların da evi yıkıldı ama babası kendi imkanları ile enkazda o saç tellerini arayıp buldu. Savcılığa teslim ettik. Teslim edildiğine dair elimizde ıslak imzalı belge de var. Ama ne yazık ki savcılık saç örneklerini kaybetti. Arabamdan çıkan saç örneği de önce Trabzon’a gönderiliyor. Kolinin kapama tutanağı var. Daha sonra Adana’ya geliyor. Onun da tutanakları var. Garip bir şekilde ikinci saç örneği ile ilgili yalnızca teslim alma tutanağı var. En son savcıya gittiğimde savcı değişmişti” diye konuştu.
‘EŞİMİN MEZARINI BULMAK İSTİYORUM’
Eşi Meral’in gerçek anne babasına dair birçok hikâye olduğunu da söyleyen Laleci, gelinen aşamada DNA örneği alabilmek için eşinin öz anne ve babasını aradıklarını dile getirdi. Bir umut aileyi aradıklarını belirten Laleci, “1993 yılının Mart aylarında henüz göbek bağı üzerindeyken Payas’ta demir çelik fabrikasının camisine bırakılmış. Gelinen aşamada Meral’in bırakıldıktan sonra bir aile evinde bir gece baktığını öğrendik. O aileye ulaştık. Görgü tanıklarına ulaşmaya çalışıyoruz. Bir hemşire ya da sağlık çalışanı arıyoruz. Çünkü evde dahi doğum yapılmış olsa bir ebe veya hemşirenin bakmış olabileceğini düşünüyoruz. Gerçek anne babasını bulabilir ve onlardan DNA örneği alabilirsek hem Hatay’da hem de çevre illerde kimsesiz mezarların DNA’ları ile karşılaştıracağız. DNA olmayan mezarlarda fethi kabir yaptırmaya çalışacağız. Bir umut arıyoruz. Ya bizim ikinci verdiğimiz saç örneği bulunsun ya da anne ve babası ortaya çıksın onlardan örnek alabilelim. Anne ve babası ifşa olmak istemiyorsa dahi bir yol bulunabileceğini düşünüyoruz. Eşimin mezarını bulmak istiyorum” dedi.